Kurban Bayramında Beslenme Nasıl Olmalı

Kurban Bayramı’nda şeker ve şekerli besin tüketiminin yanı sıra et tüketimi de artmaktadır. Özellikle yüksek tansiyon, kalp-damar, mide ve şeker hastalığı olan kişilerin beslenmelerine dikkat etmeleri gerekmektedir.

Etler sindirimi zor olan besinlerdir. Yeni kesilmiş hayvanların etlerindeki sertlik, hem pişirmede hem de sindirimde zorluğa yol açar. Bu nedenle özellikle mide-bağırsak hastalığı olan kişiler kurban etlerini hemen tüketmemeli, buzdolabında birkaç gün beklettikten sonra, haşlama veya ızgarada pişirme yöntemiyle pişirerek tüketmelidir.

Ayrıca etlerin sağlıklı, hijyenik bir şekilde hazırlanması ve saklanması da son derece önemlidir. Bütün bu hususlarda dikkat edilmesi gereken noktaları içeren ayrıntılı sunuma, aşağıdaki bağlantıdan ulaşabilirsiniz.

Kurban Bayramı Beslenme

İş Sağlığı ve Güvenliği İçin “Uzaktan Eğitim” Çözümleri

Artı Metrik Bilişim Teknolojileri, iş yerlerinde sağlığın ve güvenliğin korunması, geliştirilmesi, işe bağlı hastalık ve kazaların önlenmesi için yazılım ve uzaktan eğitim çözümleriyle çalışma yaşamını desteklemeyi misyon edinmiş bir teknoloji şirketidir.

6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununun uygulanması ile ilgili iş yeri tehlike sınıfına ve çalışan sayısına bağlı olarak farklılıklar söz konusu olmakla birlikte çalışanların sağlık gözetimi, risk değerlendirmesi, acil durumlara hazırlık, çalışanların eğitim, bilgilendirilmesi ve iş sağlığı ve güvenliği faaliyetlerine katılımı konuları tüm işverenlerin ortak sorumluluklarıdır.

ARTIMETRİK, ARTI Danışmanlık’ın 20 yıllık kurumsal birikimiyle birlikte, farklı sektörel deneyimlere sahip iş güvenliği uzmanları, iş yeri hekimleri, bilişim uzmanları ve akademisyenlerin bilgi ve tecrübelerini de bir araya getirerek, iş sağlığı ve güvenliği konusunda işveren ve çalışanlar için sağlıklı ve güvenli bir çalışma ortamının oluşturulmasında müşterilerine katkıda bulunmayı hedeflemektedir.

ARTIMETRİK-Uzaktan Eğitim Katalog

İş Güvenliği Uzmanlarının Görev ve Sorumluluklarına İlişkin Araştırma Raporu

ILO’nun Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı işbirliğinde yürüttüğü kapsamlı araştırmanın sonuçları yayınlandı.

“İş Güvenliği Uzmanlarının Görev ve Sorumlulukların Yürütülmesi ile İlgili Araştırma Raporu” başlığıyla hazırlanan çalışmada; anketler, odak grup çalışmaları, yüz yüze mülakat gibi yöntemlerle konu farklı açılardan ele alınmış.

Bu önemli rapora aşağıdaki bağlantıya tıklayarak ulaşabilirsiniz.

ILO-ÇSGB Araştırma Raporu

Su Baskınlarının Yarattığı İSG Riskleri ve Acil Durum Yönetimi

Küresel iklim değişikliği, aşırı yağışlar, altyapı tesislerinin yetersizliği veya zemin eğimi sebebiyle ani su baskınları ve selleri daha sık yaşamaya başladık. Son günlerde ülkemizin çeşitli bölgelerinde meydana gelen ve ciddi hasarlara yol açan su baskınları, gerek kişisel gerekse kurumsal olarak ciddi risklerle karşı karşıya kalınmasına neden oluyor.

Maddi hasar, yaralanma ve can kaybı gibi risklerin yanı sıra, sel baskınları ciddi sağlık tehditleri de yaratabilir. Bu konuda da bilinçli olmalı ve gerekli tedbirleri almalıyız.

Ani Su Baskınlarına Karşı Yapmanız Gerekenler

• 15 cm yüksekliğindeki sel suyu ayaklarınızın yerden kesilmesine ve sürüklenmenize sebep olabilir. Sadece 60 cm yüksekliğindeki sel suyu kamyonet gibi ağır araçları yüzdürebilir. 

• Araba kullanırken sel suları ile karşılaşırsanız arabanızı sel sularının bulunmadığı bir yöne doğru sürünüz. Kesinlikle sel sularının geldiği istikamete doğru araba kullanmaya çalışmayınız. Unutmayınız ki sel felaketine meydana gelen ölümlerin çoğu insanların taşkın sularında araba kullanması sebebiyle meydana gelmektedir.   

• Sel suları elektrik, biyolojik ve kimyasal tehlikelere maruz kalmamıza sebep olabilir. 

• Sel sularında yüzmeyin.

• Fırtına sırasında bina dışında kalmayın, tabela altlarında ve duvarların yanında bulunmayın. Sağlam binalarda, yüksek yerlere çıkın. 

Yoğun Yağışlarda ve Ani Su Baskınlarında Acil Durum ve Afet Yönetimi Açısından Neler Yapılabilir?

ARTI olarak; bir tesisin/kurumun ACİL DURUM PLANINDA bulunması ve üzerinde çalışılması ihtiyacı bulunan temel ilkeleri bir araya getirdiğimiz ayrıntılı sunuma aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.

ANİ SU BASKINLARI – İSG RİSKLERİ ACİL DURUM YÖNETİMİ ve ORTAYA ÇIKAN SAĞLIK SORUNLARI

ARTI OSGB Mayıs-Temmuz 2017 Bülteni

OSGB departmanımızın düzenli olarak hazırladığı bültenin son üç ayı kapsayan son sayısında; 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’ndaki değişiklikler, “kurs bitirme belgesi”nin geçersiz sayılacağı meslek grupları, iş yeri hekimliği yapılan birimlerin belediyelerle sözleşme yapma zorunluluğu gibi yasal düzenlemelerin yanı sıra, “Dünya Çevre Günü” ve sıcak havalarda çalışanların ve işverenlerin dikkat etmesi gereken unsurlar gibi güncel konulara da yer verdik.

Aşağıdaki bağlantıya tıklayarak bültene ulaşabilir, bilgisayarınıza indirebilirsiniz. Ayrıntılı bilgi almak için osgb@artidanismanlik.com.tr adresinden bize ulaşabilirsiniz.

ARTI OSGB Bülten_2017_Mayıs_Temmuz_2017

İş Sağlığı ve Güvenliğine Dair Kanun Değişiklikleri

1 Temmuz 2017 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren, Sanayinin Geliştirilmesi ve Üretimin Desteklenmesi Amacıyla Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun 7033, İş Sağlığı ve Güvenliğine dair 6331 sayılı kanunda bazı değişiklikler getirmiştir.

Bu değişiklikleri aşağıdaki sunumda bulabilirsiniz. Ayrıntılı bilgi için osgb@artidanismanlik.com.tr adresinden bize ulaşabilirsiniz.

İSG-kanun-değişiklikleri

28 Nisan Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Günü

Meslek kazalarının ve hastalıklarının önlenmesini teşvik etmek amacıyla Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından alınan bir karar ile; 2003 yılından bu yana her yıl 28 Nisan günü “Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Günü” olarak kutlanmaktadır.

28 Nisan gününde her yıl farklı bir tema seçilerek; İSG alanındaki trendlere, dünya genelinde iş yeri kaynaklı yaralanma, hastalık ve ölümlere dikkatlerin çekilmesini amaçlayan bilinçlendirme kampanyaları yürütülür.

2017 “Dünya İş Güvenliği ve Sağlık Günü” Teması

Bu senenin teması; Küresel Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerinin 8.si olan “İnsana Yakışır İş ve Ekonomik Büyüme” hedefine destek olmak amacıyla “ülkeler için güvenilir iş sağlığı ve güvenliği verilerini toplamak ve verilerden yararlanma kapasitesini arttırmaya yönelik kritik ihtiyaçlar üzerine odaklanmak ”tır.

Küresel Sürüdürülebilir Kalkınma Nedir?

Dünya liderleri 25 Eylül 2015 tarihinde, önümüzdeki 15 yıl içinde yerine getirilecek 17 adet küresel hedef üzerinde uzlaşmıştır.

Birleşmiş Milletler’in 25 Eylül 2015’te kabul edilen 2030 yılına ilişkin Sürdürülebilir Kalkınma Gündemi yoksulluğu sona erdirmek, gezegeni korumak ve herkes için refah sağlamak gibi özel hedefler içeren  küresel bir eylem planını kapsamaktadır. Sürdürülebilir Kalkınma Gündeminin toplam 17 adet amacının bazılarında ülkeler tarafından verilen taahhütlerin yerine getirilme durumuna ilişkin raporlama yapılması gerekmektedir. Bu sebeple; “güvenilir ISG verilerini toplayıp kullanabilme kapasitesi” ülkeler için kritik bir unsur haline gelmiştir.

2030 Sürüdürülebilir Kalkınma 8.8. hedefi için ülkeler ölümle sonuçlanan ve ölümle sonuçlanmayan iş kazası sıklık oranlarını cinsiyet ve göçmenlik durumuna bağlı olarak raporlamak zorundadır.

Hedef 8.8

Çalışanların haklarının korunması ve özellikle kadın göçmenler olmak üzere göçmen işçiler ve güvencesiz işlerde çalışan insanlar dâhil bütün çalışanlar için güvenli çalışma ortamlarının geliştirilmesi” ne odaklanır.

İSG verileri, kuruluş ve ülke düzeyinde aşağıdaki konularda önceliklerin belirlenmesi ve ilerlemenin ölçülmesi için vazgeçilmez bir kaynaktır:

-Tehliklerin ve risklerin belirlenmesi
-İSG programlarının geliştirilmesi
-Tehlikeli sektörlerin tanımlanması
-Kuruluş bazlı, ulusal ve uluslararası politikaların oluşturulması
-Mevcut durumun ve yükselen İSG bilincinin ulusal ve uluslarası düzeyde kıyaslanabilmesi

Ayrıca; Bazı ILO İSG sözleşmeleri, iş kazaları ve hastalıkların önlenmesi için üye ülkelerin “güvenilir İSG verilerini toplayıp kullanacak mekanizmalar” oluşturmasını da gerektirir. Güvenilir İSG verilerinin toplanması ve kullanılması, yeni tehlike ve ortaya çıkan risklerin tespiti, tehlikeli sektörlerin belirlenmesi, önleyici tedbirlerin geliştirilmesi ve ayrıca uluslararası politika, sistem ve programların uygulanması için vazgeçilmezdir.

ILO istatistiklerine göre Dünya’da;

-Her 15 saniyede bir işçi, işle ilgili bir kaza veya hastalık sebebiyle ölüyor.
-Her 15 saniyede bir 153 işçi işle ilgili bir kaza geçiriyor.
-Her gün 6.300 kişi, meslek kazaları veya işle ilgili hastalıkların sonucu yaşamını yitiriyor.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının verilerine göre Türkiye’de her gün;

-205 iş kazası olmakta,
-2 kişi iş kazası nedeniyle yaşamını yitirmekte,
-6 kişi sürekli iş göremez hale gelmektedir.

Dünya genelinde iş kazası, meslek hastalığı ve ölümlerin maliyeti çok büyüktür. İş sağlığı ve güvenliği uygulamalarının yetersiz olmasından kaynaklanan ekonomik yükün her yıl global GDP/ Gayri Safi Yurt İçi Hasılanın % 4’ü olduğu tahmin edilmektedir.

İSG Tanımı ve Kapsamı

İş sağlığı ve güvenliği (İSG), kişilerin güvenliğini, sağlığını ve refahını korumayı hedefleyen disiplinler arası bir alandır. İş sağlığı ve güvenliği programlarının amacı güvenli ve sağlıklı bir çalışma ortamı oluşturmaktır. İyi yapılandırılmış bir İSG, iş arkadaşlarının yanı sıra aile üyelerini, işverenleri, müşterileri ve diğer birçok kişiyi de koruyabilir.

İş sağlığı ve güvenliği ahlaki, hukuki ve finansal faktörler sebebiyle önemli bir konudur. Tüm kuruluşlar, çalışanlarının ve faaliyetlerinden etkilenebilecek diğer kişilerin her zaman güvende olmasını sağlamalıdır. Ahlaki yükümlülükler, çalışanların sağlığının ve yaşamının korunmasını içerir. İSG uygulamalarının hukuki boyutu, çalışanların güvenliğini ve sağlığını koruyan yasal düzenlemelerin önleyici, cezalandırıcı ve kayıpları telafi edici etkilerini kapsar.

Araçlar ve Kaynaklar

ILO; bu seneki 28 Nisan Kampanyası için “ILO Toolbox” geliştirmiştir. ILO Toobox ile İSG konusunda bilgilendirme notlarına, rehberlere, uluslararası İLO standardatlarına , ülke bazında iyi uygulamalara, strateji dokümanlarına, raporlara ve veritabanlarına ulaşmak mümkün olmaktadır. Bkz. http://www.ilo.org/safeday

Uluslararası istatistiklerine ILOSTAT ILO İş Gücü İstatistikleri veri tabanı üzerinden erişilebilir:
http://www.ilo.org/global/statistics-and-databases/lang–en/index.htm

Türkiye İstatistiklerine SGK web sitesinden erişilebilir:
http://www.sgk.gov.tr/wps/portal/sgk/tr/kurumsal/istatistik

Kaynaklar:

http://www.un.org/en/events/safeworkday/index.shtml

http://www.ilo.org/safework/events/safeday/lang–en/index.htm

http://www.greeningtheblue.org/event/world-day-safety-and-health-work

mahalliidare_isgrisk.pdf erişimi için tıklayın

hsg268.pdf erişimi için tıklayın

1-7 Nisan Kanser Haftası

Dünyada her yıl yaklaşık 7 milyon, Türkiye’de ise 50 bin kişi kanser nedeniyle yaşamını yitiriyor. Sebebi bilinen ölümler sıralamasında kalp ve damar hastalıklarından sonra ikinci sırada yer alan kanser, dünyada olduğu gibi, ülkemizde de ölüme sebebiyetin yanında, neden olduğu sakatlıklar ve ortaya çıkardığı ekonomik kayıplar nedeniyle önemli bir halk sağlığı sorunudur.

Kanser bir hücre hastalığıdır. Hücre canlıların yapı taşıdır. Yapıları ve fonksiyonları birbirine benzeyen hücreler bir araya gelerek dokuları, dokular birleşerek organları ve sistemleri oluştururlar. Hücrenin temel özelliği bölünüp çoğalmasıdır. Bölünüp çoğalan hücreler vücuttan atılırlar. Kanser, hücrenin olağan dışı bölünüp çoğalması sonucu oluşur. Kanserli hastalarda hücre, canlının zararına çoğalmaktadır. Organların fonksiyonlarını yapmalarını önler.

Halk sağlığı bakımından kanserin önemi; hastalığın öldürücü olması ve fazlaca görülmesidir. Bu açıdan bakarsak kanser hastalığı dünyanın en önemli sağlık problemidir.

Kanserle mücadele edebilmek, zararlarını azaltabilmek için hastalığın önemini ve kanserle savaş yollarını insanlara aktarmak, öğretmek gerekmektedir.

Tıp dünyasındaki gelişmeler, insanların eskiye göre daha bilinçli yardım talepleri, birçok insanı kanserden kurtarıyor. Gün geçtikçe kanserden kurtulanların sayısı daha da çoğalacaktır.

Kanser hastalığının gerçek sebebi tam anlamıyla bilinmiyor. Alkol ve sigara tüketimi, boya işlerinde çalışma, kimyasal maddelere maruziyet, güneş ve röntgen ışınları altında uzun süre kalma gibi faktörler hastalığın daha fazla görülmesine neden olduğu biliniyor.

Kanserin Belirtileri Nelerdir?

 Vücudun herhangi bir yerinde sebebi bilinmeyen şişkinlikler, sertlikler
 İyileşmeyen yaralar
 Vücudun farklı yerlerindeki benlerde ve siğillerde, renk ve büyüklük değişmeleri
 Durdurulamayan kanamalar
 Seste kısıklık
 Geçmeyen öksürükler
 Nedeni bilinmeyen ateş ve zayıflama

Kanserden Korunmak Mümkün

Kanserle ilgili atılması gereken ilk adım, hayatta kalma oranlarını artıracağını ve kanser hastalarına daha iyi bir yaşam kalitesi sağlayacağını bildiğimiz eylemleri benimsemektir.

Kanserden korunmak kanser tedavisinden çoğu zaman daha basit ve daha ucuzdur. Kanser ile ilgili bilgilerimizin artması ve erken teşhis ile tedavi tekniklerinin geliştirilmesi ile artık kanserle mücadelede daha güçlüyüz. Bu sebeple diyoruz ki: Kanser engellenebilir bir hastalıktır.
Kansere karşı alınacak tedbirlerde, yapılacak savaşta ana ilke; kanser faktörlerinden kaçınmak ve hastalığın erken tanımıdır.

% 100 tütün içilmeyen işyeri yaratma, bilgi ve erişim sağlama, sigarayı bırakma araçlarına başvurmak kanser önleme için etkin iş yeri politikasının en net örnekleridir. Sağlıklı beslenme seçeneklerine erişim sağlama gibi önlemler, işe gidip gelmek için hareketi teşvik etmek, merdiven kullanımı yoluyla işyerinde hareketi arttırmak daha sağlıklı bir iş gücünü desteklemek için etkili yollardır.

Bireyler sağlıklı kiloyu muhafaza ederek ve fiziksel aktiviteyi gündelik yaşamlarının bir parçası haline getirerek birçok ortak kanser riskini azaltabilirler. Aşırı kilolu veya şişman (obez) olmak bağırsak, göğüs, rahim, yumurtalık, pankreas, özofagus, böbrek, karaciğer, ileri prostat ve safra kesesi kanseri olmak üzere on kanser riskini arttırır.

UNUTMAYALIM: ERKEN TEŞHİS HAYAT KURTARIR!

Kaynaklar:

http://www.kanser.gov.tr;

http://dunyakansergunu.org/;

http://www.istanbulsaglik.gov.tr/w/onemli_gun/kanser_haft.asp

25-31 Mart Kalp Haftası

Sağlıklı bir kalp için; hareket edin, kalp sağlığına iyi gelen besinler tüketin, kan değerlerinizi ve kilonuzu takip edin ve tütünü hayatınızdan çıkartın.

25-31 Mart Kalp Haftası

Dünya Kalp Federasyonu üyeleri, tütün kullanımı, sağlıksız beslenme ve fiziksel aktivite yoksunluğu gibi başlıca risk faktörlerinin kontrol altına alınması ile kalp hastalığı ve inmeye bağlı erken ölümlerin en az %80´inin önlenebileceğini tüm dünyaya duyuruyor.

Günümüzde kalp sağlığının daha iyi anlaşılması, tanı yöntemlerindeki gelişmeler ve tedavi edici modellerdeki ilerlemelere rağmen dünyada ve Türkiye’de ölüm nedenlerinin başında hala kalp ve damar hastalıkları gelmektedir.

 

Her yıl tüm dünyada 17.1 milyon kişinin yaşamını kaybetmesine sebep olmaktadır. Hipertansiyon, kolesterol, obezite, şeker hastalığı ve sigara kullanımı kalp sağlığını tehdit eden unsurlar arasında yer almaktadır. Sigara kullanımı, kalp hastalıklarına, inmeye (felç), akciğer hastalıklarına ve çeşitli kanserlere neden olmaktadır.

Haftada beş kez 30 dakika süreyle yapılan orta zorlukta aktiviteler, kalp hastalığı ve inme riskini azaltır.

Meyve ve sebzeler açısından zengin olan kalp sağlığı dostu bir beslenme şekli, kalp hastalığı ve inmeden korunmaya yardımcı olur.

Sigarayı bırakmak ve sigara dumanına pasif maruziyetten korunmak, kalp hastalığı ve inme riskini azaltır.

KALBİNİZİ İYİ DİNLEYİN!

Kaynaklar: http://www.world-heart-federation.org/

Tuza Dikkat!

tuza-dikkat-blog

11-17 Mart Tuza Dikkat Haftası kapsamında bu önemli sağlık konusuna bir kez daha dikkat çekmek istedik. Pek çoğumuzun yeme-içme alışkanlıklarının bir parçası olan ve fazla tüketimin zararı kolaylıkla gözden kaçırılan tuzla ilgili bilgileri ve fazla tüketime karşı alınabilecek önlemleri sizler için derledik.

Dünya Sağlık Örgütü;  yüksek tansiyon, kalp hastalıkları, böbrek hastalıkları başta olmak üzere şişmanlık, şeker hastalığı ve bazı kanser türlerinden korunmak ve kemik sağlığını korumak amacıyla tüketilmesi gereken tuz miktarını günde 5 gram (bir tepeleme çay kaşığı veya 1 silme tatlı kaşığı) olarak önermektedir.

Bu miktar ise yemeklere tuz eklenmeden doğal olarak günlük tüketilen yiyecek ve içeceklerle sağlanmaktadır. Sofra tuzunun yaklaşık 40%’ı sodyumdur. Toplam 5 g tuz yaklaşık 2000 mg sodyum içermektedir.

Gıdaları satın alırken etiketlerine bakın ve daha az tuz/sodyum içeren seçenekleri tercih edin.

1. Besin sanayisinde kullanılan ve genellikle ambalajlı besinlerin besin etiketinde yer alan mono sodyum glutamat, sodyum nitrat, sodyum bikarbonat, sodyum sitrat, sodyum askorbat vb. tüm sodyumlu bileşiklerin tüketimine dikkat edilmelidir. Çünkü bunlar besinin tuz/sodyum içeriğini artırmaktadır.

2. Yemek hazırlama, pişirme ve tüketim sırasında ilave edilen tuz miktarı azaltılmalıdır. Hatta besinlerin bileşiminde sodyum bulunması nedeniyle hazırlama sırasında mümkünse tuz eklenmemelidir.

3. Sofrada yemeklere tuz ilavesi yapılmamalı ve sofradan tuzluk kaldırılmalıdır.

4. Hazır soslar (soya sosu, ketçap sos, barbekü sos, tartar sos, salsa sos, hardal, makarna sosu gibi), atıştırmalık ürünler (cips, tahıl bazlı bar, meyve bazlı bar, patlamış mısır gibi), tuzlanmış kuruyemişler (fındık, fıstık, ceviz, badem, leblebi, kavurga, kabak ve ayçiçeği çekirdeği, her türlü çekirdek içi vb.), turşu ve salamura(siyah ve yeşil zeytin, sebze turşuları), balık konserveleri, tuzlanmış, tütsülenmiş ve/veya salamura edilmiş et ve balık ürünleri ile aromalı/aromasız, doğal/doğal olmayan mineralli içecekler yüksek miktarda tuz içermeleri nedeniyle az tüketilmelidir.

5. Geleneksel olarak evlerde hazırlanan turşu, salça, tarhana, kurut, yaprak salamurası vb. yiyeceklerin tuz içeriği fazladır. Bu nedenle daha az tüketilmeli ve hazırlarken yüksek miktarda tuz kullanımından kaçınılmalıdır.

6. Salamura ürünlerin tuz içeriğinin azaltılması için suda yıkama ve bekletme gibi işlemler uygulanabilir.

7. Satın alınan işlenmiş ürünlerin etiket bilgisi mutlaka okunmalı, tuzsuz ya da tuzu azaltılmış ürünler tercih edilmelidir.

8. Ambalajlı tüketime sunulan gıdaların içeriği etiket bilgisinden okunmalı ve benzer gıdalarda tuz ve yerine geçen maddelerin miktarları daha düşük olanlar tercih edilmelidir.

9. Ev dışı beslenmede yemeklerin ve besinlerin içindeki tuz miktarı öğrenilerek mümkünse az tuzlu veya tuzsuz hazırlanması istenmelidir.

10. Tuz yerine doğal lezzet arttırıcılar(soğan, sarımsak, baharatlar, limon, sirke, biber vb.) kullanılmalıdır.

11. Tuz tüketiminin azaltılması konusunda bir süre ısrarlı davranıldığında, kişinin tuzu azaltılmış beslenme biçimine alışabileceği unutulmamalıdır.

Kaynaklar:
http://www.balikesirhalksagligi.gov.tr/tr-TR/duyuru/21-27-mart-dunya-tuza-dikkat-haftasi-gizli-tuza-dikkat-edelim.aspx